13 Nisan 2017 Perşembe

Senin Yanındayken Ben Olmak Gibi Bazı Şeyler

Hani böyle hayatta hiçbir şeye inanmadığın zamanlar vardır ya , böyle güçsüz olduğun zamanlar tam o anda çık karşıma. Gemilerin gelmediği , trenlerin geçmediği şehirlere uğra..


Senin yanındayken ben olmak gibiydi bazı şeyler , sensizliğin kabusu ne kadar gerçek olabilir ki ? Aldığımız nefes bir yerlerde havada çarpışıp birbirine kavuşuyordu. Milyonlarca insan , binlerce yüz ve bir tek gerçek olan ben. Bir de tek gerçek olmayan hayallerim. Ne kadar sarıldık birbirimize , ne kadar yetti ? Kitap okumadan kaç çocuk büyüdü şu ülkede ? Ya da kitap okumak isteyip , okumayan kaç çocuk öldü şu şehirde ?

Bazı şeylerin sayısı belirsizdir sevgilim , bazı şeylerin hayal kırıklığı senin hayatın boyunca girdiğin yaşın kadar. Aldığın nefesi tutman saniyeler alıyor , benim ise ömrüm tuttuğun nefesin saniyeleri kadar. Denize kıyısı olan her yerde , bir deniz kızı aramak gibi hayat , umutsuz olan her şeyi tek kalemde silkelemek gibi umutlardan. Belki bir gün , son kez sarılırız bir yerlerde , tüm her şeyi sırt çevirircesine..

''Bana insan yalnızca kendini anlayabilirmiş gibi geliyor , o da zaman zaman.''

Küçük bir kentte , tanıştığım bir sırdaşım vardı , yanında oturunca unuturdum her şeyi. Benden hep gittiler işte , hep mecbur kaldılar insanlar. Bir kaç sigara dumanında ya da bir kaç kadeh rakıya..

Bu yalnızlığın başka bir açıklaması yok , olmadı da. Ya dünya çift kişilik yaratılmamışsa , ya insanlar birbirinin tekrarıysa ? Ölmek diye bir şey olduğunu öğreniyor insan , gidenlerin geri gelmediğini o zaman anlıyor. Peki ya Ölmek , yeniden doğmak gibiyse , ölmek kurtuluşsa kaç insan çıkar bu mezardan ? Kaç insan geri döner de , bir çocuğu kurtarır bu dipsiz kuyudan.


                                  Nasıl diyorlardı bir dizide '' O gemi bir gün gelecek''


                                






15 Mart 2017 Çarşamba

Belki Başka Hayatta

Nefes nefese uyanıyorum o gece , yanında huzuru bulamıyorum sanki. Sen bunu hissetmiyorsun , her güzel şeyin bittiğini sen öğretmiştin bana. Bir elveda bile bu kadar yakışabiliyordu bir insanın ağzına. 

Duvara çarpan sert kayalar görüyorum rüyamda , insanlardan daha çabuk dağılıyor. Tüm canlılar ölüyor , kıyamet koparcasına gidiyor gözümün önünden nefes alan her şey. Kediler , köpekler ve en önemlisi de sen. Kalkıyorum gecenin tam ortasında , düşüyorum takılıp ana rahmine , iniyorum gözünün önüne tüm çıplaklığımla. Bir gün daha geçiyor yanındayken , geceler daha ne kadar çekilmez olabilir diye soruyorum kendi kendime tek ortak noktamızı düşünürken ikimizin de birbirimize ne kadar nefret dolu gözlerle baktığını fark ediyorum , tek ortak noktamızın tam o anda kırılmak olduğunu anlıyorum..

Hayal ettiğiniz insan ile hissettiğiniz insan arasındaki fark bir elin parmakları kadar az ya da kilometreler kadar çok olabilir. Şehirler bir çok insanı sizden alıp , size unutamayacağınız şeyler verebilir. Kim bilir oralar ne güzeldir şimdi. Peki anılar yerini neden umutsuzluklara bırakır , affedilen her katil , sizi bir kere daha öldürebilir mi ? Ölüm ne kadar gerçekçi bir şeydi ? Her yeni kitap , bir eskisini unutturabilir miydi ? Ne güzelde söylüyordu bir yazar kitabın en sonunda ;

                                     BELKİ BAŞKA HAYATTA..