Bir yerde okumuştum ''Koşan atlar , düşen atları hatırlatır '' diyordu birisi. Hayata anlam katan insanlar , diğerlerini anımsatır daima diye ekliyordum kendi kendime. Ne kadar çok ölü görürsen , o kadar daha çabuk büyüyordun dünya da. Ne kadar az uyursan , o kadar da acılarını anımsıyordun aslında. Ne kadar çok kaçarsan , o kadar çok yoruluyordun. Bir yerlerde dinlenmek isterken , yalnız kalıyordun.
Öyle öğrendim bende , her şeyin birbirine benzemediğini , her günün aynı olmadığını. Her gülümsemenin birbirini anımsattığını. Her kadın seni anımsatır daima.
Aşık olmak , kendini bir anda boşluğa bırakmak gibiymiş..
Merak ediyorsunuz değil mi ? Merak nefretin üstüne geçebilen tek şey.
Bir sabah çıka geldi o yine habersizce. Gözleri gözlerime değdi , gülüşü daha bir güzelleşmişti sanki. Onu gören herkesin , bir meleğe dokunmak isteyeceğinden korkuyordum , yüzü yüzüme değiyordu. Aynı yerde nefes almak , şehirdeki oksijeni tüketmemize yardımcı olurken , bazı şeylerden daha kolay nefret etmemizi sağlıyordu.
O gece göğüsümde uyuttum onu , elleri ellerimdeydi. Bütün yorgunluğunu almıştı günün.
İşte o an ''Tanrım dedim , ne kadar öpsem de yetmeyecek günah çukurlarını..''