14 Ekim 2015 Çarşamba

Bu gece geçmişe hikayenin en başına gidiyoruz..

Gün geçtikçe unutmak yerine daha fazla özlüyor insan. Sanki bir şeyler inadına seni bana bağlamıyor , şehirde her gün çocuklar ölüyor. Bombalar patlıyor. Buna rağmen nefes almanın değeri hala bilinmiyor. İnsanlar mutlu olmak için yaşıyor ve ölmek için çırpınıyor sanki. Kimse kimsenin kahrını çekmiyor bizden sonra. Beraber olmak , savaşmak kadar zor. 

Gecenin 5'i böyle zamanlarda bir şeylere sarılmaya ihtiyaç duyuyor insan. Yastığa ya da sana.  Sevmek ya da sevişmek. İkisi de farklı eylemler. Sen ve ben ve ya biz. Ağıza alınması yasak olan kelime artık. Hisler anılara dönüşüyor. Bu acı , hep içimde. Orada kalacak. Her şey çok güzel olabilirdi. Yani en baştan. Hiç kimse duygusuz değildir. Ama acı hep kaybolur. Ya da derinlere gömülür. Geriye bakarsın , sürekli geçmişi anarsın. Unutmak istersin. Başka çaren yoktur. 

Ama mucize beklemiyorum artık , çünkü zaman durmadan geçiyor. Geriye bakınca en çokta düzgün konuşabildiğim zamanları özlüyorum belkide. Sessizce haykırabildiğim cümleleri. Sen ile geçen zamanlarımı biraz , gülerken kısılan gözlerini. Yine de hala oralarda bir yerde olduğunu bilmek güzel. 

Bir şeyleri kazanmak , bir şeyleri kaybetmekle eş değer değil sevgilim. Zaten insan hep anlamadıklarını çok sever.


Geleceğin sırrı nerede ? Her gün daha iyi olacağız , ilerleyeceğiz. Ben artık yakınım , daha yakın.

Yeni başlangıçlar nasıl her zaman zaferi getirmez ise , kaybedilen her insanda yenilgiyi getirmez.

Saç uçların , kirpiklerin ve nefesin. Söyleyecek başka sözüm yok..