7 Kasım 2015 Cumartesi

Şarabın bitmesi ile , geçmiş güzel günler gelmişti aklıma. Gecenin en karanlığında , ana rahminden sana düşmüşüm gibi. Böyle geceler de suçu seninle paylaşmayı düşünüyorum , hatalarını hatalarım yapmayı. Ne yazık ki başarısız oluyorum. Seni değiştiremediğim gibi , kendimi parçalıyorum. Güzeldi ama bitti. Yani ne bekliyorduk ki. Ağlasak bile geri dönmeyenler için , ne kadar çabalayabilirdik. Kaybedenlerdik biz. İlelebet kaybedecek olanlar. Özgürlük isterken bu kadarını hesaplamıyordum oysa ki ,  birşeyler paylaştıkça özgürleşiyordum ben , paylaşmak nefes almaktı sonuçta. Şimdi ise anıların arasında kalmak , mezara girmek gibi.

Bir yere bağlı kalmak ile , bir yere bağlı olmak arasında çok fark var. Buraya aitim , bu şehre ama birisine ait değilim. Güvendiğin insanların yanında olmak farklı bir şey bilirsin , sen neden hiç böyle olmadın. Nefesim kadar yakın..

Çok kısa bir zaman da , belirli bir süre de olsa , beni sevmiştin. Hatırlıyor musun ? O zamanlar işte , güzel olan anlar. Belki de hep o anların tadını çıkarmaktan  , geleceği düşünemez olmuştuk. Bir gün bu güzel günlerde bitecek. O zaman ne yapacağız ? sorusunu soramadığım için mi gecelerin arasına sıkışıp kalıyorum. Her gece kendimi tutuyorum , zamanında uzandığın göğüs kafesimi parçalamamak için , en çokta böyle gecelerde istiyorum seni.  Göğüsünün tam ortasını ağlamaya yarayan yastık yapmayı , aldığın her nefesi hüzünlü bir melodi gibi duymayı , kendimi yalnız hissettiğim de  sana sarılıp ağlamayı , dudaklarında huzuru bulmayı.  

Hâlâ çok istiyorum annemin yerinde senin olmanı.. 











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder